Vicdan iyi bir şöhret, cehennem; duruma göre polisin bizzat kendisi."
15 Ekim 1844 yılında Lützen'de gözlerini açıyor insanlarla kuşatılmış bu dünyaya. O da her bebek gibi çevresinde gördüğü insanlara sıcak gülümsemesini yolluyor çok sonradan "Dünya ölüm vaaz edilmesi gereken insanlarla doludur." diyeceğini bilmeden.
Prusya Kralı IV. Friedrich Wilhelm'in doğum gününde doğduğu için aynı isimle vaftiz ediliyor. Röcken Protestan Kilisesi'nde bir papaz olan babası ile dindar bir aileden gelen annesinin daha sonradan iki çocuğu daha oluyor. 1846 yılında kız kardeşi Elizabeth Förster, 1848 yılında ise erkek kardeşi Ludwing Joseph dünyaya geliyor. Lakin erkek kardeşi doğduktan bir yıl sonra babası o dönemde beyin yumuşaması olarak bilinen bir hastalıktan dolayı hayatını kaybediyor.
Babasını kaybetmek Nietzsche için ağır olsa da bu onun ilk kaybı olmayacak. Babasının ölümünden bir sene sonra da erkek kardeşini kaybediyor. Bunun üzerine annesi iki çocuğunu da alıp anneannelerinin evine taşınma kararı alıyor.
Kendi savaşınızı açmalısınız, kendi düşüncelerinizin uğruna. Düşünceleriniz yenilse bile, dürüstlüğünüz zafer çığlıkları atmalıdır bunun için.
İki bekar teyzesi ile toplamda beş kadın ile yaşamaya başlayan Nietzsche'nin kadınlar ile ilgili görüşlerinin hayatının bu döneminde oluştuğu söyleniyor. Oldukça dindar ve baskıcı bir ailede büyüyen Nietzsche bunun etkisiyle içine kapanık ve sessiz bir çocuk oluyor. Zorunlu olmadıkça iletişime bile geçmeyen bu erkek çocuğunun ilerde tüm dünya ile iletişime geçeceğini o zamanlar kimse tahmin bile etmiyordu.
Bu evdeki 6 yıllık hayatı anneannesi öldükten sonra son buluyor ve tekrar kendi evlerine taşınıyorlar. 13 yaşında yatılı bir okul olan Pforta'ya başlayan Nietzsche dindar bir aileden gelen çocuk olarak okulda "Küçük Protestan Papazı" lakabını alıyor.
Genelev ziyaretinde Frengi mikrobu kapmasının ardından kadınlara karşı daha da muhalif bir tavır edinmiş. Bu olaydan sonra ise girdiği bir kitapçıda Schopenhauer’in ünlü eseri “İstem ve Tasarım olarak Dünya” ile tanışması hayatını değiştiriyor. Alman yazar ve filozof Schopenhauer’den o kadar etkileniyor ki kendisini Schopenhauercu olarak görüyor. “Burada her satır vazgeçiş, yadsıma ve kabulleniş çığlığıydı; burada, dünyayı, yani yaşamı ve insan doğasını ürkünç bir muhteşemlikle gördüğüm bir aynaya baktım." Alman yazardan sonra dini inancını tam anlamıyla yitirmiş.
1867’de bir yıllığına Prusya ordusuna katılmasının ardından burada geçirdiği kaza sonucu terfi ve terhis ettirilmesinin ardından üniversitesine devam ediyor. Çalışkanlığı ile profesörlerin beğenisini kazansa da hiçbir zaman filologları sevmemiş. Nietzsche’ye göre filoloji, “bir budala tarafından döllendirilen felsefe tanrıçasının bir hilkat garibesi” idi. Bu sırada besteci Richard Wagner ile tanıştı. Wagner ile babasının eksikliğini dolduracağına inanan Nietzsche onun Schonpenhauer’e olan derin sevgisini de öğrenince, hayranlığı daha da arttı. Wagner de onu çok sevdi ve dostlukları böylece başlamış oldu.
İnsan, aşılması gereken bir şeydir. Onu yenmek için ne yaptınız?
Üniversite hayatının bitmesinin ardından İsviçre’deki Basel Üniversitesinden klasik filoloji kürsüsünde profesör olmak üzere davet aldı. Filolojiyi sevmese de daha doktorası bile yokken kendisine gelen bu teklifi reddemezdi. Nisan 1869’da Basel’deki görevine başladı ve filoloji dersleri yanında felsefe derslerine de girdi. Temmuz 1870’de Almanya ve Fransa arasında savaş çıkınca Nietzsche gönüllü hasta bakıcısı olmak için başvurdu. Hayatında ilk defa en güçlü ve yüksek yaşama isteminin hayatta kalmak için mücadele etmekte değil tam aksine, savaş ve egemenlik isteminde yattığı duygusunu edindi. Güç İstemi Kuramı da aslında bir savaşın ortasında oluştu. Yaralı askerlerle birlikte yaptığı bir tren yolculuğu sırasında dizanteri ve difteriye yakalanınca buradan ayrılmak zorunda kaldı ve bir süre dinlendikten sonra üniversiteye geri döndü. Üniversiteye geri dönmesiyle "“Tragedya’nın Doğuşu”nun ilk satırları yazıldı.
Yunan kültürünün analizini yapan Nietzsche'ye göre Tragedya'nın Doğuşu'nun unsurları Apolloncu (ölçülü ve düzenli), yetinmeciliğin karşısına karanlık, içgüdüsel ve Dionysoscu (coşkulu, tutku) güçleri yerleştirmek olmuş. Aynı zamanda ona göre Tanrı ölmüş ve Hristyanlık sona ermişti. Hayranı olduğu Wagner'in Hristiyanlığı öven bir kitap yazması aralarındaki ilişkinin bitmesine neden oldu.
Orada duruyorlar ve gülüyorlar; beni anlamıyorlar, ben bu kulaklara uyan ağız değilim.
Sağlığının tamamen bozulmasının ardından iyice hastalık hastası olan Nietzsche'ye üniversiteden küçük bir emekli maaşı bağlanmış ve doktoru kendisine sağlığı açısından ılık iklimlerde yaşamasını tavsiye etmiş. Bunun üzerine kendisi ufak bir dünya turuna çıkmış. Babası gibi şiddetli baş ağrıları çektiği yetmezmiş gibi sürekli kusma problemiyle uğraşması durumları daha da kötü hale getirmiş. Gittikçe görme yetisini kaybeden Nietzsche Basel'de bir pansiyonda kaldığı sürede üniversitede sekreterliğini yapmış eski öğrencisi Peter Gast ile karşılaşmış ve Gast kendisinin özel asistanlığını yapmaya başlamış.
Kısa bir süre sonra arkadaşı Paul Ree aracılığıyla tanıştığı Salome'ye ilk görüşte aşık oluyor ve bir süre sonra ona karşı ilk adımı atsa da bu adımı ne yazık ki olumsuz sonuçlanıyor. Aşık olduğu kadın Salome tarafından red edilen Nietzsche kendisini tamamen yazmaya adıyor böylece. “Sabah Alacası”, “Şen Bilim” ve “İyinin ve Kötünün Ötesinde” gibi ilerde oldukça değerlenecek eserleri yazarken yazdığı birçok şey okunmuyordu. Herkesten uzaklaşmak için Rapolla’ya gitti ve burada ünlü kitabı Zerdüşt Böyle Buyurdu’nun ilk bölümünü sadece 10 günde tamamladı. Ancak bu eseri de değer görmediği gibi dördüncü bölümü sadece 40 adet satmış.
1889 yılında zihinsel bir çöküş yaşayan Nietzsche caddede yürürken, kırbaçlanan bir at gördü ve hızla atın boynuna sarıldı ancak sarıldıktan hemen sonra fenalaşıp yere yığıldı. Haberi alan yakın arkadaşı Overbeck Nietzsche’yi Basel’de bir psikiyatri kliniğe yatırmış. Durumu daha da kötüye giderken özel bilgilerinin doktoru tarafından paylaşılması üzerine annesi onu hastaneden almış ve bakımını kendisi üstlenerek eve getirmiş. Ardından beyin felcinin üçüncü evresi ile yatağa bağlı bir adam haline gelmiş.
Sağlığının tamamen bozulmasının ardından iyice hastalık hastası olan Nietzsche'ye üniversiteden küçük bir emekli maaşı bağlanmış ve doktoru kendisine sağlığı açısından ılık iklimlerde yaşamasını tavsiye etmiş. Bunun üzerine kendisi ufak bir dünya turuna çıkmış. Babası gibi şiddetli baş ağrıları çektiği yetmezmiş gibi sürekli kusma problemiyle uğraşması durumları daha da kötü hale getirmiş. Gittikçe görme yetisini kaybeden Nietzsche Basel'de bir pansiyonda kaldığı sürede üniversitede sekreterliğini yapmış eski öğrencisi Peter Gast ile karşılaşmış ve Gast kendisinin özel asistanlığını yapmaya başlamış.
Kısa bir süre sonra arkadaşı Paul Ree aracılığıyla tanıştığı Salome'ye ilk görüşte aşık oluyor ve bir süre sonra ona karşı ilk adımı atsa da bu adımı ne yazık ki olumsuz sonuçlanıyor. Aşık olduğu kadın Salome tarafından red edilen Nietzsche kendisini tamamen yazmaya adıyor böylece. “Sabah Alacası”, “Şen Bilim” ve “İyinin ve Kötünün Ötesinde” gibi ilerde oldukça değerlenecek eserleri yazarken yazdığı birçok şey okunmuyordu. Herkesten uzaklaşmak için Rapolla’ya gitti ve burada ünlü kitabı Zerdüşt Böyle Buyurdu’nun ilk bölümünü sadece 10 günde tamamladı. Ancak bu eseri de değer görmediği gibi dördüncü bölümü sadece 40 adet satmış.
1889 yılında zihinsel bir çöküş yaşayan Nietzsche caddede yürürken, kırbaçlanan bir at gördü ve hızla atın boynuna sarıldı ancak sarıldıktan hemen sonra fenalaşıp yere yığıldı. Haberi alan yakın arkadaşı Overbeck Nietzsche’yi Basel’de bir psikiyatri kliniğe yatırmış. Durumu daha da kötüye giderken özel bilgilerinin doktoru tarafından paylaşılması üzerine annesi onu hastaneden almış ve bakımını kendisi üstlenerek eve getirmiş. Ardından beyin felcinin üçüncü evresi ile yatağa bağlı bir adam haline gelmiş.
O konuşkan adam gitmiş sessiz çocuk geri gelmişti. Bu sırada yakın arkadaşları Overbeck ve Gast, Nietzsche’nin yayımlanmamış eserlerine ne yapabilecekleri hakkında derin düşünceler içindeydi. Nietzsche Wagner’e Karşı isimli eserin 50 kopyalık özel basımını sipariş etmişler ancak yayımcı onlardan gizlice 100 kopya basmış.
1897 yılında annesinin ölmesi üzerine Nietzsche'nin bakımını kız kardeşi üstlenmiş. Son dönemlerde konuşma ve yürütme yetilerini de tamamen kaybeden düşünürümüz 1990 yılının 24-25 ağustosu birbirine bağlayan gecede bir kez daha felç geçirip öğlen saatlerinde hayatını kaybetmiş. Kız kardeşi, anti semitist kocasının etkisiyle Nietzsche’nin eserlerine eklemeler yaparak Nazilere yaranmaya çalışmış. Hatta Naziler de Nietzsche’nin üst insan fikrini benimseyip onu bir aziz gibi görmüşler. Oysa ölmeden önce şöyle demişti Nietzsche: “Günün birinde beni aziz ilân etmelerinden çok korkuyorum. Ben aziz biri olmak istemiyorum, öyle olmaktansa, soytarı olmayı yeğlerim…”
Her zaman düşünceleriyle dünyayı sarsan Nietzsche 19.yüzyılın modern filozofu olarak görülür. Tanrı'yı redettiği yetmezmiş gibi birçok soru ve cevap bırakmıştır ardında . Geleneklere şiddetle karşı çıkmış ve hatta kimi eserlerinde kadın düşmanlığının izlerine rastlanmıştır. Bazıları tarafından ise hastalıklı düşüncelere sahip zehir bir insandır. Ancak tüm bunlara rağmen o herkesin okuduğu ve aslında kendisinden bir şey bulduğu Alman bir düşünür, yazardır.
Filozofluğu tartışma konusudur aslında. Kimisine göre edebiyatçıdır kimisine göre filozof. Bana fikrimi soracak olursanız ikisi de değildir gözümde. Çünkü kendisi bir filozof olamayacak kadar edebiyatçı, bir edebiyatçı olamayacak kadar da filozoftur.
Felsefeye en sevdiğim insanlardan biri olan Nietzsche'nin hayatı ile giriş yapmak istedim lakin kişiliği ile tartışma konusu olan bu adamı tanıyarak siz de kendi iç hesaplaşmanızı başlatabilirsiniz.
Başı çok ağrıdığında ve defalarca kustuğunda ilaç içmeyi reddederken şöyle derdi Nietzsche; “Bunlar benim beynimin doğum sancıları yakında oğlum zerdüştü doğuracağım.” ve yıllar sonra Şöyle Buyurdu Zerdüşt; “Bir defasında şöyle demişti şeytan bana: "Tanrının da var kendi cehennemi, insanlara duyduğu sevgi."
Ve geçenlerde şöyle dediğini işittim şeytanın: "Tanrı öldü; insanlara duyduğu merhamet yüzünden öldü tanrı."



0 Yorumlar