Karındeşen Jack - este

Karındeşen Jack

    

 TARİHE BAKILDIĞINDA 20. YÜZYILI BENİM BAŞLATTIĞIM GÖRÜLECEKTİR

Karındeşen Jack bir yandan zerre ilgimi çekmezken bir yandan beni içine çeken bir katil. Eh, açık açık söyleyeyim gözümde bir Ted Bundy ya da Charles Manson olmasa da ilgi uyandırdığı konusunda yalan yok. Belki de bu ilginin nedeni kimliğinin yıllar sonra tespit edilmesinden de olabilir. Yalan yok, diğer katillerimizden daha temiz iş yapıyor adam yıllar sonra tespit edildi. Gerçi zirve Amerikan Güzeli ya da Zodyak Dosyası’nda da olabilir. Onların da faili hala meçhul...

Karındeşen Jack, 1888 yılının ikinci yarısında İngiltere’nin başkenti Londra’nın varoş semti Whitechapel’da faaliyet göstermiş birine verilmiş isim. Jack ismi, Merkezi Haberalma Örgütü’ne katil olduğunu iddia eden bir kişi tarafından gönderilmiş mektuba verilmiş. Hatta bu mektup cinayetlerin işlendiği dönem basılarak yayımlanıyor.

Kurbanlarında tercihini hayat kadınlarından kullanan katilimizin herhalde bir hayat kadını tarafından reddedilip gururuna yediremediğini düşünenler var. Sonuçta gurur çatışması yüzünden şiddete ve öldürmeye eğimi artan binlerce insan var. 

İlk başlarda öldürülen beş hayat kadınının aynı kişi tarafından öldürüldüğü kanıtlanınca katilimizin kimliği doğuyor. Bunu yanı sıra Karındeşen Jack’in 20’den fazla kadını öldürdüğü düşünülüyor. Dosya ise cinayetlerden 2 sene sonra kapatılmış. Polis bile bıkmış demek ki, katil mi hayalet mi belli değil deyip kapatıvermiş dosyayı olsa gerek. Tabi Karındeşen Jack Bey, günümüz dedektifleri peşini bırakır mı? Asla. Bilim insanları ve modern teknolojinin yardımıyla hala cinayetleri aydınlatılmaya çalışılıyor. Günümüze kadar ulaşan tek fiziki kanıt ise kurbanlardan birine ait olan şal.

Katilimiz oldukça vahşi. Hani daha önce okuduğunuz katilleri falan atın zihninizden, bu farklı bir şey. Kurbanlarını önce boğazlayarak etkisiz hale getiriyor, sonra da boğazlarını kulaklarına kadar kesiyormuş. Adam küçükken ne yaşadıysa artık kafayı kesmeye biçmeye takmış. Hatta sırf bu yüzden katilin bir cerrah ya da kasap olabileceği üzerinde duruyor dedektifler.


Cinayetin ayrıntıları gelecek olursak bazı değişiklikler ile kurbanlarının tamamına yakınının karnı ve cinsel organları deşilmiş, bazı organları çalınmış, bazen de burun ve kulakları kesilmiş halde bulunuyordu. Çalınmış organları açlıktan organ mafyacılığına başlamış ve kolay yoldan para kazanmasına bağlayıp kesilmiş organları da canlı canlı anatomi dersi yapmasıyla ilişkilendirip bu meseleyi kapatıyorum.

Karındeşen Jack’in kimliği hakkında ortaya yüzlerce iddia atılmış ama hiçbiri kanıtlanamamış. Ne iddialar ama, karşı komşularının, çocuklarının, babalarının yani çevrelerindeki herkesin Karındeşen Jack olduğunu düşünür olmuş millet! Eh, bir açıdan haklılar sonuçta 20 sene boyunca dedikodu yaptığı biricik komşusunun katil olduğunu öğrenen Claire teyzemizin yaşadığı şoku unutmamak gerek.( Sakın dizinin adını sormayın unuttum, polisiye dizi izleye izleye beynim de arada error verebiliyor.)


Ayrıca bu oluşturulan şüpheli listesi birçok önemli ve soylu kişileri de içeriyor. Düşünsenize sen koskoca şirket başkanı olmuşsun, polis gelsin seni Karındeşen Jack şüpheli listesine yazsın, hayat…

Katil olduğunu iddia eden kişinin Merkezi Haberalma Örgütü’ne gönderdiği mektup detaylı bir şekilde inceleme sonucunda yazan kişinin eğitimsiz ve alt tabakadan biri olduğu sonucuna ulaşıyorlar.


Biraz geriye alıp tekrar cinayetlere dönecek olursak olay 31 Ağustos 1888 yılında başlıyor. Sabah 03:45 civarlarında Londra’nın East End bölgesindeki, ıssız bir sokakta yürüyen hamal George Cross muşambaya sarılı bir şeye çarpıyor ve yakından bakınca bir de görüyor ki bu et yığını parçalanmış bir kadın vücudu. Verdiği tepkiyi de söylemek isterdim ama küfür falan, bozmayayım prensesliğimi. Zaten anlamışsınızdır siz. Fikrimce geçen tanıttığım katil Dennis Nilsen’in olayında apartmana su borularını temizlemek için gelen görevli kadar talihsiz bir adam bu George Cross da. Yani sen çöpe çarparsın, bağlanmamış bebek bezine basarsın, çürümüş domatese denk gelirsin en kötü arabanın altında ezilmiş kedi cesedi olur ama parçalanmış kadın? Yazık adamcağıza, ben olsam bir daha dışarı çıkamazdım. Yiyorsa bir daha ara sokaklardan yürü. Neyse efendim. Kadının daha sonra 42 yaşında Mary An Nicholls adında bir hayat kadını olduğu ortaya çıkıyor. Gırtlağı kesilip karnı açılmış ve cinsel organından da defalarca bıçaklanmış.

Tabi bu ilk cinayet olduğu için pek umursanmadı, sandılar ki devamı gelmez. Oysaki bu aslında vahşetin fragmanıydı ve film başlamak üzereydi. Ayrıca bu cinayet sadece daha sonları tüm dünyayı kasıp kavuracak bir fırtınanın fragmanı da değildi, ortaya ciddi bir gerçekte attı. “Seri seks cinayetlerinin modern döneminin başladığına.”

Nicholls cinayetinden bir hafta sonra, ilk cinayet yerinden 800 metre uzaklıkta , pansiyon olarak kullanılan bir binanın arkasında, kötü beslenme ve veremden zaten ölüme yaklaşmış olan 47 yaşında bir hayat kadını olan Annie Chapman’ın parçalanmış cesedi bulundu. Herhalde nasıl olsa öleceksin, daha fazla oksijen israfı yapmana gerek yok deyip belirledi bu kurbanı. Chapman’ın kafası nerdeyse vücudundan kopmuş katil tüm boyun adalelerini kesmiş ve neredeyse omuriliğini de koparmıştı. Ayrıca iç organları da karnından dışarı çıkarılmıştı.

Katilin gerçek kimliği hala muammayken ikinci cinayetten birkaç hafta sonra Metropoliten Polisi kışkırtıcı bir mektup alıyor. Mektup suçlu olduğunu söyleyen kişi tarafından yazılmış ve takma isimle imzalanmış. Bu isim böylece halk tarafından da benimseniyor. Çeşitli lakaplar alan katilimiz artık sabit adını alıyor: Karındeşen Jack

Sayın yetkili, 
Kulağıma sürekli polisin beni yakaladığına dair haberler çalınıyor, ama beni uzun bir süre daha yakalayamayacaksınız. Çok zeki görünüp, doğru iz üzerinde olduğunuzu açıkladığınızı duydukça çok gülüyorum. Ben hayat kadınlarının peşindeyim ve yakalanıncaya kadar da onları deşmeye devam edeceğim. 
Son icraatım gerçekten müthişti, gördünüz değil mi? Kadına bağırması için fırsat bile vermedim. Soruyorum size, beni nasıl yakalayacaksınız? 
İşimi seviyorum ve yapmaya da devam edeceğim. Yakında benim komik ve eğlenceli oyunlarımı yeniden duymaya başlayacaksınız. Bıçağım sağlam ve halen oldukça keskin. Yine de size iyi şanslar diliyorum. 
Tüm samimiyetimle, 
Karındeşen Jack.

Polisin mektubu almasından iki gün sonra İsveçli hayat kadını Elizabeth Stride’ninde cesedi bulunuyor. Ancak kurban üzerinde anatomi dersini bu sefer işleyemiyor katilimiz çünkü yaklaşan araba sesinden dolaylı topukluyor. Ancak katiller de şanslı olur ki oradan kaçarken tesadüf eseri sarhoş olduğu için gözaltına alınan ve saatler sonra salınan Cathrine Eddowes adında 43 yaşındaki kadına rastlayıp ıssız bir meydana götürüyor ve boğazını kesiyor. Elizabeth üzerinde istediklerini yapamamanın verdiği öfkeden olsa gerek kadının yüzünü tamamen parçalıyor, vücudunu kuyruk sokumundan göğüs kafesine kadar kesiyor, bağırsaklarını dışarı çıkarıyor ve sol böbreği de alarak oradan uzaklaşıyor. Demiştim size, böbrek piyasada iyi para yapıyor.

Karındeşen Jack’in son cinayeti aynı zamanda en korkuncu. 9 Kasım gecesi, 3 aylık hamile olan 25 yaşındaki İrlandalı hayat kadınıyla onun odasına gitti. Gecenin ortalarına doğru onu yatakta öldürdü ve birkaç saat boyunca keyifle cesedi parçaladı. İç organları dışarı çıkarttı, burnunu ve göğüslerini kesti, bacaklarının etlerini sıyırdı. Bu olaydan sonra Karındeşen Jack sonsuza kadar kayboldu ve efsanelere karıştı.

O olaydan beri konu üzerinde beyin fırtınası yapanlar bir kasaptan İngiliz tacının veliahdına kadar birçok kişiyi şüpheli listesine aldı. Hatta bu iddiaların çoğu eğlenceli okuma malzemeleri bile teşkil ediyor ama işin aslı şu ki halk arasında asıl Karındeşen Jack hiç çözülemeyecek, hep sır olarak kalacak bir katil. Son kurbanı Mary Kelly’nin nasıl bulunduğunu anlatan 1888 tarihli bir gazete haberi ;

“Boğazı bir bıçakla kesilmiş, kafa vücuttan nerdeyse ayrılmıştı. Karın kısmen parçalanarak açılmış ve her iki göğüs de kesilmiş. Burun kesilmiş, alnındaki deri yüzülmüş ve uyluklardan ayaklara kadar etler kemikten sıyrılmış, Bağırsaklar ve vücudun diğer parçaları yoktu, ancak karaciğer vs. bu zavallı kurbanın ayakları arasına yerleştirilmişti. Bacaklardan çıkarılan etleri göğüsler ve burun katil tarafından masanın üstüne konmuş ve kadının ellerinden biri midesinin içine sokulmuş.”

İngiltere Kraliçesi Victoria tarafından da adım adım takip edilen katilimiz “Jack the Ripper” adıyla dönemin bazı liderlerin suikast mektubu da yazdı. Bunlar arasında Rus Çarı 3. Aleksandr ve Osmanlı Padişahı Sultan 2. Abdülhamid de var. Osmanlı padişahını bile radarına almış... Bu arada Rus Çarı 3.Aleksandr Karındeşen Jack’ten paçasını kurtarabilir ama maalesef fanatik bir anarşist tarafından öldürülüyor.

Prof. Dr. İnci Enginün tarafından neşredilen ve o tarihlerde Londra Sefaretinde Başkatip olarak bulunan Şair Abdülhak Hamid Tarhan’ın hatıratında nakline göre : kağıt üstünde ve farklı bir amaçla da olsa “Sultan 2. Abdülhamid, Londa’dan “Jack the Ripper” imzalı bir tehdit mektubu aldı ve konunun araştırılması için iki yüz elli liralık bir çek göndererek kendisini görevlendirdi.”

Yine padişah tarafından ayarlanan bir İngiliz dedektifine ulaşması istenen Abdülhak Hamid Tarhan, Şehbender Emin Efendi’yle birlikte yürüttüğü ve “Londra’daki Jack the Ripper bizim çarşıdaki Sarı Çizmeli Mehmed Ağa’dan beterdi. Yedi milyona karib nüfusu olan bir şehirde böyle meşhur ve müstekreh bir nam-ı müstearla yazılan suikast mektubunun sahib-i mesül-ü kimdir, nasıl tahkik olunabilir? Her taraftan bu yolda cevaplar almıştık.” şeklinde araştırmalarının sonucunu Sultan 2. Abdülhamid’e bildirdi.

Gelelim şu kimlik tespit edilme durumuna. Adı efsanelere karışan Karındeşen Jack’in kimliği işlediği son cinayetten 126 yıl sonra tespit edildi. Dünyaca ünlü DNA uzmanı Dr. Jari Louhelainen, 1888 yılında Londra’nın doğusundaki Whitechapel semtinde Karındeşen Jack tarafından öldürülen Catherine Eddowes’in cinayet mahallinde bulunan kanlı şal üzerinde yaptığı testler sonucunda seri katilin Polonya göçmeni berber Aaron Kosminski olduğunu keşfettiğini açıkladı.

Bazı uzmanlar tarafından 126 yıl sonra karşılaştırılan DNA örnekleri pek geçerli kabul edilmese de bazıları buna sıkıca sarılmış durumda. Bana fikrimi soracak olursanız bende yıllar sonra karşılaştırılan bir sonucun pek de sağlıklı olduğunu düşünmüyorum. İsterseniz Karındeşen Jack sır olarak kaldı deyin isterseniz kimliği Aaron Kosminski. Size kalmış yani. Birkaç görsel ekleyerek yazımı burada sonlandırıyorum. 

NOTLAR:

1- Karındeşen Jack işlediği cinayetler nedeniyle birçok kopyacı katilin türemesine neden olan katillerden biri. Karındeşen Jack cinayet işlemeye son verdikten sonra bile onun kullandığı yöntemi izleyerek cinayetler işleyen katiller savunmalarında defalarca kez Jack’den bahsetmiş, hatta bir tanesi ‘’O benim içimdeydi, ruhu bendeydi, kadını öldürmemi bana o söyledi’’ gibi cümleler sarf etmiştir. ( Bir ruh hastası daha işte.)

2- Karındeşen Jack polislere sürekli yazılar yollayıp bir sonraki cinayetini haber verdiği gibi yolladığı bir mektuptan iki hafta sonra bir paket yollar. Paketin içinde yarım bir böbrek ve bir de not vardır. ‘’Geçen gün size bahsettiğim cinayetin başrolündeki kurbanın böbreği bu. Aslında böbreğin yarısı demek daha doğru bir tabir olacaktır. Çünkü yarısını yedim!’’ 

3- Karındeşen Jack'in neden ortadan kaybolduğu meçhul. Kimisine göre göç etti , kimisine göre öldürüldü. Ancak herkesin hemfikir olduğu bir nokta var ki bir seri katil asla durduk yere cinayetlerine son vermez. Bana kalırsa başka bir şeyden dolayı öldü ya da öldürüldü, bu yüzden haliyle cinayetlerine devam edemedi. Cennetimden Bakarken filmini izlediyseniz oradaki katil de saçma sapan bir şekilde ölmüştü.( Spoiler için üzgünüm.)



Yorum Gönder

0 Yorumlar