doğum kontrol haplarının geçmişi - este

doğum kontrol haplarının geçmişi

insan bedeni her zaman bilimin tartışmalı araştırmalarından biri olmuşken üreme de bu tartışmanın kaçınılmaz başlıklarından biri olmuştu. insan ve hayvanlar arasındaki büyük farklardan biriydi seks. hayvanların belirli bir üreme dönemleri vardır ve bu dönemi davranışları ile belli ederler. buna "estrus" deniliyor. yumurtlama döneminde keçiler kuyruk sallar mesela. bu erkeği kendine çekme yoludur. ancak söz konusu insanlar oldu mu işler değişiyor. sadece ayda birkaç günlüğüne doğurgan oluruz ama bunun hangi gün olacağına dair kimsenin bir fikri olmaz. ayrıca insanlar hayvanlardan farklı olarak doğurgan olmadığı dönemlerde de her zaman seks yapabilir, bundan zevk alır. buna da "concealed ovulation" denilir. insanlar herhangi bir doğurganlık sinyali vermemesi ile doğum kontrol insanoğlunun en temel sorunlarından biri oldu elbette. tarih boyunca doğum kontrolü konusunda birçok şey yapıldı. kadınlar seks öncesi vajinalarına gübre, yün, bitki gibi şeyler soktu. bazı yerlerde ise erkekler hayvan bağırsağından yapılan prezervatifi kullanıyordu. oldukça büyük buydu ve her seks sonrası yıkanıp tekrar kullanılıyordu. elbette bu yöntemler iki cinsiyet için de oldukça rahatsız edici şeylerdi ve bilim dünyası buna çözümü 1950li yıllarda anca bulabildi.
doğum kontrol hapının olayı östrojen ve progesteron seviyelerini değiştirmesi. bu şekilde vücut kendisini hamile sanıyor ve yumurtlamıyor. ilk doğum kontrol hapı piyasaya sürüldüğünde sene 1957ydi. enovid regl sorunları adıyla Amerika ve İngiltere'ye pazarlandı. ancak hapı kullanan herkes regl problemi yaşadığında regl sorunları yerine doğum kontrol hapı adı koyulup tekrar piyasaya sürüldü ve dünya için büyük bir adım oldu. bu hap sayesinde daha fazla kadın okuyabildi, daha az çocukları oldu. hatta 1970li yıllarda sefalet içinde olan Bangladeş'in kırsal kesimine oldukça yardımı oldu. muhafazar olan Bangladeş toplumunda kadınların dışarı çıkması uygun görülmezdi ve bu yüzden kadınlar doktora bile gidemiyordu. 1978 yılında sağlık çalışanları onlarca köyü ziyaret etti ve doğum kontrol haplarını tanıttı. 20 yıl sonraki sonuçlar oldukça iç açıcıydı. araştırmalara göre doğum kontrolün olduğu köy insanları daha kültürlü, eğitimli ve gelirleri yüksekti. fakat bu hapları düzenli kullanmanın kadınlar için elbette bir bedeli vardı. özellikle 50li yıllarda kadınlar bunun bedelini hayatlarıyla ödedi. ilacı kullanan kişilerde değişen hormon seviyesinden dolayı birçok yan etki görülür. baş ağrısı, mide bulantısı, aşırı tüylenme, kilo alma, ödem, duygusal karışıklık, bunalıma yatkınlık ve nicesi. çıkan ilk hap gereken hormon miktarının 10 katını içeriyordu. bu aşırı yüksek doz ilk Porto Riko'da kullanıldı. fakir bir bölgeydi ve ABD nüfus artışından dolayı endişeliydi. öyleyse bu ilaç işe yaramasa bile fakir kadınların ölümünün kimseye zararı olmazdı. zaten kısırlaştırma programları vardı ve 1954 yılında kadınlar rızaları olmadan, zorla kısırlaştırma programına sokuluyordu. bilim insanları o zaman size hayatta kalacağınız bir doğum kontrolü yöntemi ile geldik, testler yapıldı gayet güvenli dediğinde kadınlar hapları kullanmayı kabul etti. oysa bu koca bir yalandı. ortada onaylanmış bir test yoktu, Porto Riko kadınları birer kobay faresi olacaktı ve kadınlar kobay faresi olduklarını yıllar sonra bir belgeselden öğrenecekti. hayatta kalanlar görebilmişti yani çünkü kendisine deney yapıldığını bilmeyen birçok kadın hayatını kaybetti. yüzlerce yan etki ortaya çıktı, sakat kalanlar oldu ve en az 3 kadın öldü. ancak bir tane bile soruşturma açılmadı, üstü kapatıldı ve hapların kullanılması uzun süre devam etti. aradan yıllar geçtikten sonra ABD kongresi 1970 yılında yan etkiler ile alakalı bir duruşma düzenlemeye teşrif edebildi. ancak bu bile isteyerek olan bir şey değildi aslında. ilaç kadınları ölüme götürdükçe kadınların sesi daha yüksek çıkıyordu ve bu baskıya daha fazla dayanamayıp toplanma kararı alınmıştı. her şey senatörün gazeteci, yazar, aktivist ve Kadın Sağlığı Feminizm Hareketi'nin ana kurucusu olan Barbara Seaman'in "Doktorların Haplar Konusundaki Görüşleri" kitabını okumasıyla başladı. kitapta kalp krizi, inme, kan pıhtılaşması ve kansere yakalanan kadınlara yer verilmişti.
sadece Amerikada doğum kontrol haplarından dolayı binlerce kadın öldü ya da sakat kaldı. yıllarca konuyla ilgili tek bir soruşturma dahi açılmamıştı. duruşmanın ilk beş günü SADECE ERKEKLERDEN oluşan bir heyet doğum kontrol hapının etkileri hakkında bilgi almak için SADECE ERKEKLERİ ifadeye çağırdı. evet kadınların yaşadığı ölümleri ve regl hakkında konuşacak olan erkeklerdi :) kadınlara söz hakkı verilmedi. SADECE KADINLARIN yaşadığı problemler için bize söz hakkı verilmedi :) ancak bu işe yaramadı, kadınlar da tek başlarına geldi ve duruşmanın bir parçası olmaktan geri kalmadılar. birçok tartışma oldu ve haplardaki hormon seviyelerinin düşürülmesine karar verildi. zahmet oldu beyler, 13 yıl içinde binlerce kadın öldü, sakat kaldı, fakir kadınlar kobay olarak kullanıldı haberleri bile olmadan ve anca bu kadar yıl sonra kadınların sesini duyup ilaç hakkında düzenleme yapabildiniz. hormon seviyesinin düşmesi ile ilacın yan etkileri de oldukça azaldı. birçok yan etkisi hala sürmekle beraber artık haplardan dolayı kadınlar ölmüyor. diğer ufak yan etkileri ise kadınlar tarafından "hamile kalmamak için çekmeye değer" olarak görülüyor. ancak 2000li yıllarda klasik doğum kontrol haplarının ötesinde bir ilaç daha pazarlandı ve Amerika'nın birkaç yıl en gözde ilaçlarından oldu. YAZ adıyla piyasaya sürülen hap regl öncesi olan tüm semptomları yok edecek sözüyle tanıtıldı ve doğum kontrole ihtiyacı olmasa da regl ağrısı çekenlerin de ilgisini çekti. birkaç yıl zirveden inmeyen YAZ hapının 2010 yılında sonu gelmişti. ilacın yan etkileri tüm dünyada konuşuldu. kan pıhtılaşması, organ yetmezliği, felç ve birçok hastalığa yol açıyordu. kullanan binlerce kadın ağır hastalıklara yakalandı ve konuyla ilgili soruşturma başlatıldı. aslında kan pıhtılaşması sorunu sadece YAZ değil tüm doğum kontrol haplarının temel problemiydi. YAZ farklı içeriği ile bundan kurtulacağını sanmıştı ancak yapamamıştı. YAZ'in kurucusu Bayer ilaç 2015 yılında kan pıhtılaşması sorunu yaşayan 9900 kadına iki milyar dolar tazminat ödedi. ardından başka bir doğum kontrol yöntemi ortaya çıktı. IUD. doktor tarafından rahim içine yerleştiriliyor ve 3-10 yıl arası içerde kalabiliyor.
rahmi spermsiz bölgeye çeviren IUD bazı kadınlar tarafından doğum kontrol haplarının yerine tercih edilmeye başlandı çünkü hiçbir yan etkisi yok. işin komik kısmı IUD'in nasıl işlediği konusunda bilim insanlarının da pek bir fikri yok. %99 etkili olan IUD en güvenilir sonucu veren şey olsa da doğum kontrolü yapan kadınların %12'si tarafından tercih edilmiş sadece. çünkü kendisine açılan büyük bir toplu dava var. "Dalkon Shield" 1970li yıllarda piyasaya sürülen Dalkon Shield IUD'in bir benzeriydi ancak sonucu kadınlar için korkunç oldu.
taktıran kadınlar ilk iki yılda hiçbir sorun yaşamazken üçüncü yıl kabus başlıyordu. renkli kadınların üreme hakkını savunan feminist ve aktivist Loretta Ross da bu kabusu yaşayanlaran biriydi. enfeksiyon sonucu doktora gittiğinde doktor ona zührevi hastalığı olduğunu söyledi.
testler negatif çıkmıştı ama siyahi bir kadın için çok da uğraşmaya gerek yoktu. altı ay sonra komaya girdi ve ölümden döndü. işin aslı Dalkon Shield bir tasarım faciasıydı. ipi gereğinden kalındı ve bakteriler rahat bir şekilde bu ipin üstünde yaşayabildiği için rahme çıkıyordu. 1972 yılında piyasaya sürülen Dalkon Shield kadınların ölümleri sonucunda 1974 yılında piyasadan çekildi. ancak o zamana kadar 3.3 milyon kadına çoktan takılmıştı bile. en az 18 kişi hayatını kaybetti, birçok kadın ağır hastalanıp ölümden döndü. yüz binlerce kadın Dalkon Shield yapımcısı olan A. H. Robins'e dava açmasıyla şirket iflas etti ve davada korkunç bir gerçek ortaya çıktı. şirket yetkilileri ipin gereğinden fazla kalın olduğunu yani kadınları ölüme sürükleyen tasarım hatasını Dalkon Shield ürününü piyasaya sürmeden 6 ay önce zaten biliyordu :) bunu bile bile para kazanmak amaçlı piyasaya sürülmüştü ve doğum kontrol adı altında kadınlar yine feda edilmişti.

Yorum Gönder

0 Yorumlar